Biz hazır Buse ile 3 boyutlu filmlere alışmışken, Sünger Bob filminin vizyonda olduğunu görüp, kaçırmadan sinemaya gittik. Eğer çizgi filmini izlediyseniz filmin ilk yarısı çizgi film tadında ilerliyor diyebilirim, meşhur yengeç burgerin tarifi çalınıyor ve Bikini kasabasında ki yaşam tam bir kaos haline dönüyor, ikinci yarı ise artık karakterler sudan çıkıp yeni bir maceraya atılıyor ve film animasyona dönüyor.
Buse oldukça eğlenceli zaman geçirdi, arada gözlükler sayesinde gözünün önünde uçuşan kuşları da gördükçe sevindi. Eğer gidelim mi diye düşünüyorsanız ya da hangi filme ailece gitsek diye karar veremiyorsanız tavsiye edebilirim. Benim favorim 6 süper kahraman olsa da Buse bu filmi daha çok beğendi.
Göz atabilmeniz için filmin fragmanını da ekliyorum;
İstanbul'da karın tadını kuşkusuz en çok çocuklar çıkardı, oynamaya doydular. Dün sabah erkenden Buse'nin hadi kardan adam yapalım nidaları eşliğinde uyandık. Pek yetenekli olmasak da minyatür bir kardan adam yaptık, bol bol kar topu oynamayı da ihmal etmedik tabi.
Hatta Buse'yle kendimizi karlara atıp yuvarlandık :)
Bir sonra ki yazım Buse ile en son gittiğimiz film hakkında olacak, belki hafta sonu film izlesek mi diye düşünlere fikir verir.
Bu yıl İstanbul'da oldukça soğuk bir kış geçiriyoruz. Bu kış bir kaç kez yağan kar, tutmadan erimişti ama bu kez sokaklar kar altında kaldı!
Dün Buse'nin okul çıkış saatinde minik minik yağmaya başlayan ve biz eve gidene kadar her yeri beyaza bürüyen karın, dünden beridir tadını çıkarıyoruz.
Bu sabah daha kahvaltı bile yapmadan, ayak basılmamış adeta pamuktan sokaklarda kendimizi kaybettik, oynamaya doyduk. Aslında doymadık da hasta olmamak için eve çıktık diyelim :) Ben çocuktan daha çocuk olabiliyorum bazen!
Eğer sizde evdeyseniz, bu soğukta dışarı çıkılır mı diyorsanız; ''evet çıkılır, gidin eğlenin bir daha ne zaman böyle kar bulacağız kimbilir'' derim :)
Kar sabahtan beri aralıksız yağdığından pek fotoğraf çekimine elverişli olmasa da bir kaç kare çektik elbette.
Bu arada henüz instagram hesabımı takibe almadıysanız buraya tıklayıp anlık paylaşımlarıma ulaşabilirsiniz. Buse ile Hayat paylaşımları için #buseilehayat hashtagini aratabilirsiniz.
Uzun bir aradan sonra herkese merhabalar,
Aslında yazacak çok şey birikti ama zamansızlıktan bir türlü fırsat bulamadım. Önce nasıl başlasam diye düşünürken, Buse ile en son gittiğimiz animasyon filmi yazmaya karar verdim. Henüz gitmeyenler, gitsem mi diye düşünenler var ise yazım belki karar vermesine yardımcı olur :)
Öncelikle kızım 5,5 yaşında olmasına rağmen sinema filmlerini seçerken 3 boyutlu olmayanlara yöneliyordum çünkü yaklaşık 2 saat boyunca dikkatini filme vermesini beklemenin yanı sıra bir de gözlük takmasının pek mümkün olmadığını düşünüyordum, yanılmışım!
Biz sinemaya gitmeden önce bir iki filmin fragmanını izleyip, Buse ile 6 süper kahramana gitmeye karar verdik. Aslında fragman oldukça eğlenceli ve komik görünüyor ama film aslında çok duygusal ve hüzünlü. Çocuğunuz eğer küçükse pek gitmenizi tavsiye etmem çünkü konuyu kavrayamayabilir ya da sıkılabilir. Sinema salonundan filmin sonunu getiremeden çıkan pek çok minik oldu.
Buse'de arada anne bu film hiç komik değilmiş dediğinde ben bir korktum filmin sonunu getiremeyecek miyiz acaba diye ama film komik değil ama çok güzelmiş diyince sevindim. Buse'den önce animasyon filmlere bakışım bambaşka iken şimdi değişti, bende severek izliyorum. Bazen animasyon olduğunu bile unutuyorum hatta. Pek sevdiğimiz Frozen(Karlar Ülkesi) filminden sonra bu filmde favorilerime eklendi. Sanırım çok yazdım! Biraz da film hakkında bilgi verip, fotoğraflara geçeyim.
Sevgiler <3
6 Süper Kahraman Filminin Konusu; Spoiler vermeden genel olarak bahsetmek gerekirse, Hiro Hamada isimli oldukça zeki bir çocuğun teknolojik icatlarının çalınması ve arkasından arkadaşları ile durumu kontrol altına almaya çalışmaları diyebilirim. Baş yardımcıları ise Hiro'nun abisinin icadı Baymax, gerisini merak ediyorsanız fragmana bir göz atın derim;
